Acaba, dil veya diller
nasıl medyana gelmiştir. Diller doğuşu ve çeşitli dil teorilerini açıklama
gereği duyduk. Dilerseniz öncelikle dillerin doğuşu ile ilgili görüşlerden
başlayalım :
Dilbilimcilerin bu
konuda farklı görüşleri ve teorileri olmakla birlikte görüşler, iki ana grup
etrafında toplanmaktadır:
1. Birinci
görüşe göre dil, ilahi bir kaynaktan gelir. Bu kaynak tektir. Yani, yaratıcı
insana dili armağan etmiş ve onu üstün kılmıştır. Dolayısıyla bütün diller tek
bir dilden doğmuş olmalıdır. İşte bu görüşe inananlara Monojenistler diyoruz.
Birçok dilbilimci ve filozofun görüşleri bu yöndedir.
2. İkinci
görüş ise ilahi kaynağı dikkate almadan ortaya atılan tasarı ve teorilerden
oluşmaktadır. Bu görüşü savunanlar, polijenistlerdir. Bu görüşte olanlara göre
önce jest ve mimikler ve el kol işaretleriyle anlaşma sağlanmıştır. Daha sonra
taklit ve yansıma sesler, dille çıkarılarak anlaşma zinciri genişletilmiştir.
Nihayet kelimeler ortaya çıkmış ve dil dediğimiz anlaşmalar sistemi gelişip
genişlemiştir. Ancak dilbilimcilerin, ilk kelimenin doğuşu hakkında farklı
görüşleri vardır. Hiçbir dilcinin bütün dilleri bilme gibi bir şansı
yoktur. Hangi dilin en eski ve en yaşlı olduğu da kesin olarak bilinemez. Ancak
kaynak, ister tek ister çok olsun ilk kelimenin doğuşu önemlidir. İlk kelimenin
doğuşu hakkında da farklı görüşler vardır. Bunlar şunlardır :
Yansıma
Teorisi
Yansıma teorisi, Alman
Max Miiller tarafından ortaya atılmıştır. Bu görüşe göre -özet olarak- dil;
insanların , ses çıkaran varlıkların seslerini yansımasıyla kurulmuştur. Yani
tabiattaki sesler taklit edilerek kelimeler yapılmış ve konuşma başlamıştır.
Kuş ve hayvanların sesi, gök gürlemesi, su sesi gibi sesler kelimelerin doğuşu
için bir örnek ve model teşkil etmiştir. Yansıma teorisine göre dillerin
akrabalığı da yansıma seslerle yakından ilgilidir ve ona dayanmaktadır. Ayrıca
bu teori, çocuk dilinde bulunan yansımalı kelime veya sesleri komut olarak
gösterir.
Yansıma teorisinin
eleştirilen yönleri:
1. Her
dildeki yansımalı kelimeler azdır.
2. Bütün
kelimeleri yansımalara bağlamak çok zordur.
Ünlem
Teorisi (Ata Teorisi)
Bu teoriye göre ilk
kelimeler ünlemlerdir. İnsanlar, ilk tepkilerini, ani olaylar karşısındaki
şaşkınlık, öfke gibi duygularını ifade eden ünlemlerle ortaya koymuşlardır. Böylece
ünlemler, tekrar edilmiş ve diğer kelimeler de ünlemlerden ortaya çıkmıştır.
Ata Teorisine
eleştiriler:
1. Bütün dillerde ünlemler
çok az yer tutar.
2. Bütün bir dilin
kaynağını sınırlı sayıdaki ünlemlere bağlamak zordur.
Ünlemler, insanların güç
durumda ifade edemedikleri duyguların sembolleri olduğuna göre dille ünlemler
arasındaki köprü nasıl kurulabilir?
İş
Teorisi
İş teorisine göre ilk
kelime, insanın iş yaparken çıkardığı seslerden doğmuştur. Yani dilin kaynağı
iştir. Kısmak, kesmek gibi fiiller sırasında insanın duyduğu sesler kendisine
anlamlı kelimeleri çağrıştırmıştır. Bu durumda önce fiiller ortaya çıkmış
olmalıdır. Daha sonra da fiillerden isimler doğmuştur.
İş teorisine
eleştiriler: Fiille köken olarak hiçbir ilgisi bulunmayan kelimeler nereden
gelmiştir. Bunları nasıl izah edebiliriz? içmek,su; yemek – sütlaç gibi.
Psikolojik
Teori
Bu teori, dilin temelini
ses, mimik ve jestlerin oluşturduğunu savunur. Teoriyi savunanlar çocukları
örnek göstererek şöyle derler: “Çocuklar isteklerini önce mimiklerle, jestlerle
ifade ederler. Daha sonra yavaş yavaş kelimeleri kullanmaya yönelirler.”
İşte insan, ilk olarak
dili bir çocuğun keşfettiği gibi bulmuştur. Önce her sese paralel bir mimik
vardı. O halde kelimeler, mimik ve jestlerden doğmuştur. Açlık ve sevinç gibi
değişik duygular, önce mimik ve ona bağlı bağırma veya mırıldanma ile kendini
gösterir. Daha sonra tek heceli seslenmeler ve el işaretleri ortaya çıkar. Son
aşamada ise istekler sembollerle yani kelimelerle ifade edilir. Daha sonra
resim ve yazı ile ifade etme ortaya çıkar. Bu teori diğerlerine göre akla daha
yatkın görünmektedir.
Güneş
Dil Teorisi
1935.36 Yıllarında Türk
dilcilerinin ortaya attığı bir görüştür.
Teorinin ana
düşüncesinde, Güneş’in bütün varlıklara ışık ve hayat vericiliği vardır. Tıpkı
bunun gibi bütün dillere hayat veren dil, Türk dilidir. Güneş Dil Teorisi,
Freud’ıin psikanalist görüşünden hareketle ortaya atılmıştır.
Güneş-Dil Teorisinin
Temel Prensipleri:
1. Kelimelerin temel
anlamı, ilk sesi erindendir.
2. Asıl anlamlı sesler,
ünsüzlerdir.
